Fakir Baykurt etiketine sahip kayıtlar gösteriliyor. Tüm kayıtları göster

20 Temmuz 2019 Cumartesi

thumbnail

Eşekli Kütüphaneci (Fakir Baykurt) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı


1. ......................... “Eşekli Kütüphaneci” adlı eserinde okuma tutkusu olan Mustafa GÜZELGÖZ’ün öyküsünü anlatmaktadır.
Yukarıdaki boşluğa aşağıdakilerden hangisi gelmelidir?


A) İskender PALA
B) Fakir BAYKURT
C) Buket UZUNER
D) Aysel GÜRMEN

2. Ürgüp'e gelen Dimitrios'un memleketi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Almanya
B) Kıbrıs
C) Yunanistan
D) İngiltere

3. Eşekli Kütüphaneci adlı eseri bir cümle ile özetleseydik aşağıdakilerden hangisi buna uygun cümle olurdu?

A) Ürgüp’te yaşayan bir ailenin yaşam  öyküsü
B) Türkiye’ye gelen bir turistin yaşadıkları
C) Anadolu insanının misafirperverliği
D) Kütüphane görevlisinin köylere kitap taşıması

4. Aşağıdakilerden hangisi eserde adı geçen kahramanlardan değildir?

A) Aziz Baba
B) Kör Saniye Teyze
C) Mehmet Bey
D) Dimitros Katrikas

5. Aziz GÜZELGÖZ'e yöre halkı aşağıdaki lakaplardan hangisini takmıştır?


A) Baba
B) Antikacı
C) Abi
D) Mantıcı

6. Eserin kahramanlarından Dimitros'un Ürgüp'e gelme sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Anadolunun tarihi ve kültürel özellikleri hakkında araştırma yapmak
B) Anadolu insanını yakından tanımak
C) Ürgüp’te çalışarak hayatını kazanmak
D) Ürgüp’ten göç eden büyükbaba ve büyükannesinin izini sürmek

7. Eserin tamamı düşünüldüğünde aşağıdaki kavramlardan hangisine değinilmemiştir?

A) Sevgi
B) Kardeşlik
C) Azim
D) Korku

8. Aşağıda kitapla ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Kitapta üç öykü iç içe girmiştir.
B) Dimitros ile Aziz yaşadıkları şehirleri kardeş şehir yapmaya çalışmıştır.
C) Ses sanatçısı Refik BAŞARAN’ın kitap tutkusu anlatılmaktadır.
D) Kitapta Mustafa GÜZELGÖZ’ün insanlara kitap okutma çabaları anlatılmıştır.

9. Aşağıdakilerden hangisi Mustafa Bey'in Eşekli Kitaplık işine başlama sebeplerinden biri olamaz?

A) Kitap sevgisi
B) Köylüye hizmet etme isteği
C) Para kazanıp ailesini geçindirme çabası
D) Toplum içinde saygınlık görme isteği

10. Aşağıdakilerden hangisi Eşekli Kütüphaneci adlı eserde anlatılan olayların geçtiği yerlerden biri değildir?

A) Ankara
B) Karaman
C) Ürgüp
D) İstanbul

11. Dimitrios ile ilgili verilen bilgilerden hangisi yanlıştır?

A) Selanik Üniversitesi’nde Teoloji ve Felsefe okumuştur.
B) Dimitrios evli ve iki kız babasıdır.
C) Selanik Üniversitesi’nde asistanlık yapmaktadır.
D) Yıllar önce büyükanne ve büyükbabası Anadolu’dan göçmek zorunda kalmıştır.

12. Kaymakam Bey'in Mustafa Güzelgöz'e iş vermesinin asıl sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Kütüphane görevlisinin işten ayrılması
B) Ürgüplülerin Mustafa Bey’i çok sevmesi
C) İlçenin futbol takımını düzenli olarak çalıştırması
D) Hanife’nin Ürgüp’ten gitmek istememesi

13. Aşağıdakilerden hangisi Mustafa Bey'in kitap sevgisi ile ilgili düşüncelerinden biri olamaz?

A) Kitap sevgisi doğuştan gelen bir sevgidir.
B) Kitap sevgisi anne, kardeş, yar sevgisi gibi bir sevgidir.
C) Kitap sevgisi sonradan ortaya çıkabilen bir sevgidir.
D) Kitap sevgisi öğrenilebilen bir sevgidir.

14. Mustafa Bey kütüphane memuru olduktan sonra neden Ankara'ya gitmiştir?

A) Kitaplık için kadro ve para istemeye
B) Ankara’da yaşayan kardeşini ziyarete
C) Futbol takımı için oyuncu seçmeye
D) Daha iyi imkanları olan bir iş bulmaya

15. Aşağıdakilerden hangisi Kütüphaneci Mustafa Bey'in asıl amaçlarından biri olamaz?

A) Anadoludaki insanlara bilgi taşımak
B) Kadınlara ve çocuklara kitap okutmak
C) Köylerde adam yerine konmak
D) Bölgeye ve insanlara faydalı olmak

16. “Bir huyu var; kimi zaman onu kendi de sevmiyor. Kafasına bir iş koydu mu gece onu, gündüz onu düşünüyor. O iş mutlaka olacak. Olmazsa yandı. Mustafa Bey hastalanıyor.”
Yukarıdaki paragraftan hareketle Mustafa Bey için aşağıdaki deyimlerden hangisi kullanılabilir?

A) Kafasına koymak
B) Kafayı üşütmek
C) Kafasına dank etmek
D) Kafa tutmak

17. Mustafa Bey kitaplarla oyun kurup çocuklarla oynuyor. Bu oyunun ismi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Beştaş
B) Körebe
C) Küp Oyunu
D) Seç bakalım

18. Kütüphane memuru Mustafa Bey herkesin kitaplığa gelmesi için birçok çalışma yapmıştır. Aşağıdakilerden hangisi bunlardan biri değildir?

A) Bağışlarla kitaplığa radyo aldırmıştır.
B) Kadınlar için dikiş makinesi ve beşik aldırmıştır.
C) Okudukları kitap kadar para vermiştir.
D) Salı günlerini yalnızca bayanlara ayırmıştır.

19. Mustafa Bey'in ödül aldığı yarışmanın ismi aşağıdakilerden hangisinde doğru olarak verilmiştir?

A) Halka Hizmet Yarışması
B) Gönüllü Kahramanlar Yarışması
C) Yenilikçilik Ödülleri Yarışması
D) Halka Hizmet Eden Gönüllü Kahramanlar Yarışması

20. Ödül töreni için gelen Amerikan Elçisi Ürgüp kitaplığına aşağıdakilerden hangisini hediye etmiştir?

A) Bir sandık dolusu kitap
B) Kullanılmış bir cip
C) Hatıra defteri ve albüm
D) Amerika ve Türkiye bayrağı

21. Yunanistan'da göçü yaşayanlar Dimitrios'un da yer aldığı bir dernek kurarak Ürgüp daveti ile ilgili kararlar aldılar. Bu derneğin ismi aşağıdakilerden hangisidir?


A) Yitik Yurtlar Derneği
B) Kaybolan Komşular Derneği
C) Larisa’dan Ürgüp’e Derneği
D) Komşu Ülkeler Derneği

22. Kitapta adı geçen Anadolu'da yarım yüzyıl türküleri sevilerek dinlenilen ve Ürgüplü olan ses sanatçısı aşağıdakilerden hangisidir?

A) Aşık Veysel
B) Hüseyin Kağıt
C) Refik Başaran
D) Neşet Ertaş

23. Mustafa GÜZELGÖZ'e “Eşekli Kütüphaneci” lakabının verilmesinin sebebi aşağıdakilerden hangisidir?

A) Eşeklerle taşıdığı malzemelerle kütüphane yapması
B) Eşek sırtında köylere kitap taşıması
C) Eşekleri çok sevmesi
D) Kütüphanecilik ile birlikte eşeklerin bakımını da yapması

24. Mustafa Güzelgöz kuracağı futbol takımına nasıl oyuncu seçmiştir?


A) Kitap okutarak
B) Her sabah koşturarak
C) Gol atma yarışması yaptırarak
D) Yaş sıralaması yaparak

25. Larisa'dan gelen konukların Ürgüplüleri mutluluktan ağlatan sürprizleri aşağıdakilerden hangisidir?

A) Sandıklar dolusu kitaplar getirmişlerdir
B) Anadolu Türkülerini koro olarak söylemişlerdir
C) Mustafa Güzelgöz’ün heykelini yapmışlardır
D) Anadolu’yu anlatan şiirler yazmışlardır

Cevap Anahtarı :

1-B     2-C     3-D     4-C     5-A
6-D     7-D     8-C     9-C     10-B
11-B   12-C   13-D   14-A   15-C
16-A   17-C   18-C   19-D   20-B
21-A   22-C   23-B   24-A   25-B

Eşekli Kütüphaneci (Fakir Baykurt) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili için tıklayınız...

18 Temmuz 2019 Perşembe

thumbnail

Eşekli Kütüphaneci (Fakir Baykurt) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı : Eşekli Kütüphaneci

Kitabın Yazarı : Fakir Baykurt

Kitap Hakkında Bilgi :

Sıcak bir yaz günü, peribacaları diyarına Yunanistan’ın Larisa şehrinden Dimitrios Katsikas adında biri gelir. Bu genç adam, yıllar önce bu topraklardan göçe zorlanan büyükbaba ve büyükannelerinin izini sürmek, bir daha buraya dönemeyen akrabalarının yerine bu güzel yerleri gezmek istemiştir. Tesadüfler karşısına yörenin sevilen şahsiyetlerinden “Baba” lakaplı Aziz Güzelgöz’ü çıkarır. Aynı yaşlardaki bu iki genç kısa sürede kaynaşır. Dimitrios, Aziz’in evine konuk olunca, bu büyüleyici diyarda inanılmaz bir adamla tanışır. Aziz’in babası Mustafa Güzelgöz’dür bu kişi; namı diğer Eşekli Kütüphaneci.

Ürgüp’teki kitaplığı yönetirken otuzdan fazla köyün halkına eşekle kitap taşıdığı için takılmıştır bu ad ona. Herkes, özellikle de kadınlar, kitap okusun diye yıllarca çırpınmıştır Mustafa Güzelgöz.

Dimitrios ile Eşekli Kütüphaneci arasındaki sevgi köprüsü yöreyi birlikte gezerlerken iyiden iyiye pekişip güçlenir. Bu arada kan kardeşi olan Aziz ile Dimitrios’un aklına, Ürgüp ile Larisa’yı “kardeş şehir” yapma fikri düşmüştür. Ama bu o kadar da kolay olmayacaktır…

Fakir Baykurt’un, klasik anlatımının tüm olanaklarından yararlanarak, gücü yetene, hatta bitene dek, hasta yatağında yazdığı bu son romanında, sevgi, kardeşlik, azim, cesaret gibi duygular yine okuru sarıp sarmalıyor.
Kitabın Özeti :

Dimitrios, yıllar önce büyükanne ve babasının göç etmek zorunda olduğu topraklara geri döner. Büyükanne ve babası neredeyse yaşamlarının sonuna gelmelerine rağmen hala göç ettikleri toprakları anlatıp dururlar ve özlemle anarlar. Küçüklüğünden beri bu özlemle büyüyen Dimitrios, Ürgüp’e gelmeye karar verir. Büyükannesi çok yaşlı olduğu için gelemez, büyükbabası da vefat etmiştir.

Dimitrios Yunanistan’ın Larisa şehrinden gelip Ürgüp’ü gezerken bir bekçiye rastlar. Dimitrios bekçiye nerede mantı yiyebileceğini sorar. Bekçi de Dimitrios'u antikacı olan Aziz Güzelgöz’ün dükkanına yönlendirir. Aziz annesine haber gönderir, ağır misafirleri olduğunu ve mantı yapmasını söyler. Dimitrios akşam eve gidince Mustafa Güzelgöz ile tanışır.

Ürgüp’ün güzelliklerini Mustafa Güzelgöz misafirine anlatır. Ertesi gün onu büyükannesinin köyüne götürür. Dimitrios oradan toprak alır, çeşmesinden su doldurur. Bunları Yunanistan’a götürecektir.

Mustafa Güzelgöz hayatını çocukluğundan itibaren misafirine anlatır. Kendisinde kitap sevgisinin nasıl oluştuğunu, Ürgüp’e kütüphane yapılışını bir bir anlatır. Askerde futbol takımında olan Mustafa Güzelgöz gençleri toplayarak akşamları top oynar. O sırada oradan kaymakam bey geçmektedir. Ürgüp yapılan maçlarda sürekli diğer takımlara yenildiği için Mustafa’nın bu takımı çalıştırmasını ister. Bu arada kütüphane memuru da işten ayrılır. Kaymakam Mustafa Güzelgöz'ü kütüphaneye memur olarak atar. Böylelikle Mustafa Güzelgöz’ün kütüphanecilik hayatı başlamış olur.

Öncelikle bodrumdaki nemlenmiş çürümeye yüz tutmuş kitapları kütüphaneye tekrar kazandırır. Okul çocuklarının kütüphaneye gelmesi için çabalar. Çocuklar için yarışmalar düzenler. Çocuk kitapları kütüphanede az olduğu için etrafdan kitap arayarak toplar. Tek odalı kütüphane küçük gelmeye başlar. Kaymakama daha büyük kütüphaneye ihtiyaçları olduğunu söyler. İzin alarak yeni kütüphanenin temelleri atılmış olur.

Mustafa kütüphanede akşama kadar bekler. Kütüphaneye akşama kadar gelen giden olmaz. Buna bir çare bulmak ister. İnsanların okuyup aydınlanması, bilgilenmesi için can atar. Önceleri 36 köye giderek ordaki kadın, erkek, çoluk çocuk herkese kitap verir. Bir dahaki gelişine yeni kitapla değiştireceğini söyler. Bazı köylerde kullanılmayan halk odalarını kütüphaneye çevirir. Kütüphaneye kadınların daha çok ve rahat gelebilmesi için salı günlerini kadınlar için ayarlar. Kütüphaneye halı dokuma tezgahı, dikiş makinesi, bebek beşiği koyar. Herkes bir şeyler öğrensin ister. Çocuklar annelerini engellemesin diye çareler düşünür.

Mustafa Güzelgöz yılmadan severek yapar işini. Yazın Ankara Dil Tarih ve Coğrafya Fakültesi’nde okuyan öğrenciler Ürgüp’e gelerek Mustafa’yla sohbet ederler. Yaptığı işi yakından inceleyerek köy kütüphanesini gezerler. Bu arada Mustafa Güzelgöz, “Bölge Kalkınma Önderi” seçilir. Mustafa bu duruma çok sevinir, kitaplığına önem veren birileri daha çıkacaktır.

Her şey çok güzel gider. Mustafa Güzelgöz birçok makaleye, dergiye konu olarak ödüller alır. Bu arada onun bu başarısını çekemeyenler bu işten kendine pay aldığını söyleyerek Mustafa’yı şikayet ederler. Müfettiş görevlendirilir. Mustafa’nın savunmasını alan müfettiş aleyhinde rapor yazar ve suçlu bulur. Vali raporu Mustafa’ya okur. Mustafa sonucu duyunca çok üzülür. Hiç istemediği halde emekli olmaya karar verir. Emekli olmaya karar veren Mustafa’ya kimse “emekli olma, sensiz bu işler sekteye uğrar.” gibi sözler söylemez. Herkes sanki haberi yokmuş gibi davranır.
Mustafa Güzelgöz emekli olunca onun yaptığı tüm işler yarım kalır. Köylere kitap götüren kimse kalmaz. Kütüphaneleri gördükçe içi acır. Mustafa’nın içindeki kitap sevgisi hiç bitmez. Gittiği her yerde önce kütüphaneleri gezer.

Dimitrios’un Yunanistan’a gitme zamanı gelir. Aziz ve Dimitrios Larisa ile Ürgüp’ün kardeş şehir olması için elinden geleni yaparak bunu başarırlar. Larisa’dan 30 kişilik bir grup Ürgüp’e gelerek burayı gezerler. Mustafa Güzelgöz onları ağırlar. Sonra da Ürgüp’ten bir heyet Larisa’ya gider. Larisa’ya Mustafa gidemez, yerine oğlunu gönderir.

Eşekli Kütüphaneci (Fakir Baykurt) Kitap Sınavı Yazılı Test Soruları ve Cevap Anahtarı için tıklayınız...

16 Nisan 2019 Salı

thumbnail

Yılanları Öncü (Fakir Baykurt) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili ve Kişiler


KİTABIN ADI : Yılanları Öncü

KİTABIN YAZARI : Fakir Baykurt

Kitabın Konusu :


Kitap, yıllar önce bir köyde geçmiş toprak kavgasını anlatır. Bu köy Karataş’tır. Karataş köyünde oğlu Kara Bayram, gelini Haçça ve torunları Ahmet ve Şerife ile yaşayan Irazca köy içerisindeki hiyerarşiye başkaldırı yapmış yerel otorite ile mücadeleye girmiştir. Irazca’nın oğlu Bayram annesi Iraz ve ve karısı Hatça ile yerel güçlere karşı haklı bir mücadele örneği vermektedir.

Kitabın Özeti :

Olay Burdur’un Yeşilova ilçesine bağlı seksen haneli Karataş köyünde geçer. Bayram, köyünün doğru sözlü, bileği kuvvetli delikanlısıdır. Yıllarca bu köyde yaşamış, ömrünü bu topraklarda çalışmaya adamıştır. Az miktardaki toprağıyla geçinmeye, ürününün mahsülünü almak için uğraşır. 

Deli Haceli ve karısı Fatma evlerinin çok nemli olmasından yakınarak tam Irazca ve ailesinin kaldığı evin önüne ev yaparlar.

Bayram buna karşı çıkar. Köyün muhtarı bu boş arazinin satılmasına menfaati için, daha olaylar başlamadan önce karşı çıkmadığından, sürekli Haceli denilen o adama destek çıkmak zorunda kalır. 

Bu iş önce Kara Bayram'ın kuzusunu çalmakla işe başlarlar. Köyün muhtarı kişisel menfaatleri için Haceli'ye destek olur ve bir gün muhtarlığa konuşmak vaadiyle çağırdığı Kara Bayram'ı birkaç adamına dövdürür. Hem kuzusundan hem de üstüne dayak yiyen oğlunu gören Irazca, intikam almak için bir gece Haceli'nin ev yapmak için kazdığı temelleri doldurur. Bayram ise ev yapımı için gerekli olan kerpiçleri parçalar. Sabah kalktığında bütün yaptıklarının yok olduğunu gören Haceli, öfkeyle o sırada hamile olan Bayram'ın karısı Haçça'ya taş atar ve onun düşük yapmasına sebep olur.

Irazca, kaymakam köye ulaşmadan onun yolunu keser ve hakkını aramak için kaymakamdan destek ister. Kaymakam, kendisi için hazırlanan tüm tertibe ve eğlenceye katılmadan açılışı yapar ve Irazca'nın hakkının verilmesini ister, aksi halde kendisinin dava açacağını söyler. Muhtar kendisinin de suçlanacağını düşündüğü için Haceli'ye verdiği desteği keser ve Kara Bayram'a yanaşmaya çalışır. Haceli'nin bütün yaptıklarından vazgeçeceğini ve bir miktar maddi destek olacağının teminatını verse de Kara Bayram ikna olmaz ve şehre gidip dava açacağını söyler.

Kitaptaki Olayların ve Şahısların Değerlendirilmesi :


Bayram : Delikanlı, mert, cesur, sözüne güvenilir bir delikanlıdır.

Haçça : Bayram’ın karısı, kaderine boyun eğen genç köylü kadınıdır

Haceli : Pısırık, toplumun arkasına sığınan, bencil bir kişilik yapısına sahiptir.

Irazca Ana : Evladının sürekli yanında olan otoriter bir kişilik yapısındadır.

Muhtar : Para düşkünü,sadece kendini düşünen bencil birisidir.

Romanda geçen olaylar insanı etkileyen olaylardır. Muhtarın haksız olmasına karşın dayakla bir işi halledebileceğine inanması gerçekten toplum için derin bir yaradır.

Yazar Hakkında Bilgi - Fakir Baykurt

Fakir Baykurt 1929 doğumludur. Babası 1938, annesi 1978’de ölmüştür. Baykurt, ilkokulu Akçaköy’de bitirmiş, sonra Isparta’daki Gönen Köy Enstitüsü’ne girmiştir. Buradan 1948’de öğretmen çıkmıştır. 1959’da ortaokul öğretmeniyken MEB kararıyla, Yılanların Öcü adlı romanı bahane edilerek, öğretmenlikten uzaklaştırılmıştır. O, sanata şiirle başlamıştır. Yılanların Öcü adlı romanıyla da 1970’te TRT Roman Başarı Ödülü’nü,1971’de TDK Roman Armağanı’nı, Kara Ahmet Destanı ile 1978 Orhan Kemal Roman Ödülü’nü kazanmıştır. Sinemaya ve tiyatroya uyarlanan Yılanların Öcü, yabancı dillere de çevrilmiştir.

ESERLERİ:
ROMAN:

Yılanların Öcü (1954),
Irazcanın Dirliği (1961),
Onuncu Köy (1961),
Amerikan Sargısı (1967),
Tırpan (1970),
Köygöçüren (1973),
Keklik (1975),
Kara Ahmet Destanı (1977),
Yayla (1977),
Yüksek Fırınlar (1983),
Koca Ren (1986),
Yarım Ekmek (1997).
ÖYKÜ: Çilli (1955),
Efendilik Savaşı (1959),
Karın Ağrısı (1961),
Cüce Muhammet (1964),
Anadolu Garajı (1970),
On Binlerce Kağnı (1971),
Can Parası (1973),
İçerdeki Oğul (1974),
Sınırdaki Ölü (1975),
Gece Vardiyası (1982),
Barış Çöreği (1982),
Duirsbug Treni (1986),
Bizim İnce Kızlar (1992),
Dikenli Tel (1998).
TOPLUM-EĞİTİM YAZILARI:
Efkar Tepesi (1960),
Şamaroğlanları (1976),
Kerem ile Aslı(1974),
Kale Kale (1978).

ÇOCUK KİTAPLARI:
Topal Arkadaş,
Yandım Ali, Sakarca, Sarı Köpek, Dünya Güzeli (1985),
Saka Kuşları (1985).

ŞİİR:
Bir Uzun Yol.

ÖDÜLLERİ:

1958 Cumhuriyet Gazetesi’nin Yunus Nadi Roman Armağanı Irazca’nın Dirliği ve Yılanların Öcü ile
1970 TRT Öykü Ödülü Sınırdaki Ölü ile
1970 TRT ve 1971 Türk Dil Kurumu Roman armağanları Tırpan ile
1974 Sait Faik Öykü Armağanı Can Parası ile
1978 Orhan KemalRomanArmağanı Kara Ahmet Destanı ile de
1980 Avni Dilligil Tiyatro Ödülü 1984 Berlin Senatosu Çocuk Yazını Ödülü Almanca’ya çevrilen Barış Çöreği ile
1985 Alman Endüstri Birliği (BDİ) Yazın Ödülü Gece Vardiyası ile

12 Nisan 2019 Cuma

thumbnail

Kaplumbağalar (Fakir Baykurt) Kitabının Özeti, Konusu, Tahlili


Kitabın Adı :
Kaplumbağalar

Kitabın Yazarı :
Fakir Baykurt

Kitabın Özeti:

Tozak köyü, Ankara’ya yüz km mesafededir. Köyün suyu yok denecek kadar azdır. Kızılırmak köyün uzağından geçtiği için bir yararı dokunmaz. Köylüler alevidirler. Geleneklerine ve göreneklerine sıkı sıkıya bağlıdırlar. Çoğunlukla okuma yazma bilmezler ama sağduyuları kuvvetlidir.

O yıl Tozak’a yine yaz gelmiştir, kuru sıcak yine çevreyi kavurmaktadır. Köylüler neşeli insanlardır. Ne kadar sıkıntılı olursa olsunlar, şarap içerek eğlenirler. Şarap ihtiyacını çevre köylerden karşılarlar. Kendi toprakları hem susuz, hem de kıraçtır. Bundan ötürü köyde tek bir yeşillik yoktur. Şaraba olan düşkünlükleri, yöredeki içkiyi günah sayan Sünni köylerce alay konusu olur. 

Her üzüm alım satımında Tozaklılar bin bir güçlükle karşılaşırlar. Bu durum çok ağırlarına gider. Köyün eğitmeni Rıza’nın öncülüğü ile toprak kazılıp, bellenir, taşları ayıklanarak üzüm bağı haline getirilir. Çocuk çocuk, tüm köylü büyük bir hevesle çalışır. Bağlarına bir zarar gelmesin diye, köyün en yaşlısı Kır Abbas bile, karşılığında hiç bir şey almadan gece gündüz bekçilik yapar.

Altı yıl sonra bozkır yeşerir, asmalar üzüm vermeye başlar. İlk ürün o kadar çok olur ki bol şarap yapıldıktan başka pekmez de kaynatılır. Artanı yol üstün çıkarılarak satılır.

Şimdi Tozak köylüleri için yeni bir dönem başlamıştır. Herkes eski uyuşukluğunu atmış, canlı, çalışkan, hayat dolu birer insan olmuştur. Yazık ki mutlulukları uzun sürmez.

Bir gün şehirden kadastro komisyonu çıka gelir. Memurlar bu yeşeren toprakların kimin olduğunu sorarlar. Gerçi topraklar öteden beri köyün ortak malıdır ama köylüler bunu ispat edemezler. Bu yüzden hazine topraklarına el koyar, yeniden köylüye satmayı teklif eder. İstenen para yüksek olduğundan kimse ödeyemez. Günü gelince bağlara haciz konur. Köylülerin borçlarına karşı çıkacak olan ürün alınacaktır.

Tozak, günlerce bu duruma bir çözüm yolu arar, bulamaz. Üzümlere çocuğu gibi bakan Kır Abbas, emeklerinin ürününü başkasına vermektense kendi hayvanlarına yedirmeyi yeğ görür. Köyün bütün hayvanlarını bağlara sürer. Bağlar bir anda eski kıraçlığına bürünür. Durumu acıyla seyreden köylüler ağlarlar. Artık umutları suya düşmüştür. Yapacak bir şey kalmamıştır. Eski uyuşuk hallerine dönerler. Her biri küsüp kabuğuna çekilir.

About